Havalandırma ve Sağlık

 

Bu köşemizde, belki çoğumuzun göz ardı edebildiği, aslında gizli denebilecek bir sağlık tehditinden bahsetmek istiyoruz.

 


Isıtmahavalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin yapısını kabaca insanlardaki solunum sistemine benzetmek mümkün olabilir.İnsanlarda bu sistem nasıl zararlı organizmalarca istila edilebiliyorsa durumun bir benzeri de havalandırma sistemleri için geçerlidir.

Basitleştirecek olursak , mikroplar hemen her eko sistem içerisinde uygun şartlar bulduğunda gelişebilen mikro - organizmalardır.Bu uygun şartlar aslında yeterli miktarda organik madde ve nemden oluşmaktadır.Uygun ortam oluştuğu zaman ise zararlı mikro - biyolojik canlılar hızla çoğalarak hava kalitesinin hızla düşmesine sebep olur ve zaman içinde insan sağlığını tehlikeye sokacak sorunlar yaratırlar.

Özellikle yaz aylarında başlayan soğutma döngüsünde sıcak ve nemli hava soğutma bobinlerinden geçerken yoğuşma oluşur ve genellikle tahliye edilen havanın nem yüzdesi yüksektir.Bu nedenden dolayı soğutma bobini , yoğuşma drenaj tavası ve bunlara yakın bölgeler genel olarak zararlı mikro - organizmaların sisteme giriş noktalarıdır.

Bu şekilde bir tehlikeye maruz olan sistemlerde su buharı difüzyon direnci düşük malzemelerin kullanılması sonucu ortaya çıkan yoğuşma ve su buharı geçişi problemlerinin ayrı birer nem kaynağı olarak bu zararlı gidişata katkıda bulunması önemlidir.Ne yazık ki su buhar bariyeri kaplamalı ürünlerde dahi , ek yerlerinde sıkıntılar oluşabilmekte ya da malzemenin ezilme direnci düşük olması nedeniyle kaplama yüzeyinde hasar meydana gelmektedir.

Su buhar bariyeri görevini üstlenen kaplama malzemesinin (Al.folyo) yüzeyin sadece bir noktasında işlevini yerine getiremez duruma gelmesi ise tüm sistemin buhar geçişine karşı korunmasız kalacağı gerçeği ile bizleri karşı karşıya bırakmaktadır.

Bunun yanısıra , ısı yalıtımı için kullanılan malzemenin yapısı da büyük önem arzetmektedir.Seçilen malzemenin açık hücre yapısında ve dolayısıyla pürüzlü ve boşluklu olması durumunda ; hava akımında bulunabilecek çözünmüş yaprak kalıntıları , deri döküntüleri , bitki kılları gibi zaten higroskopik özellik gösteren organik maddelerin bu boşluk ve ya pürüzlerde tutunup , birikerek , yukarıda bahsettiğimiz şekilde sisteme giren nem ile beraber bakteri , küf , ve mantarlar için uygun besin ortamları oluşturması kaçınılmaz olmaktadır.

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız şekilde oluşan bu zararlı ortamda bazı ender durumlarda mantar sporları ile beslenen mayt ve haşerelere dahi rastlamak mümkündür.Mantar - küf kaynaklı kontaminanlar alerjenler üretirken , bakteriyel kontaminanlar alerjik proteinler , toksinler ve diğer uçucu Organik Bileşenler oluşturmaktadır.Sonuçta ise karşımıza özellikle zayıf bünyelerde ( astım hastaları , diğer tedavi görmekte olan hastalar , çocuklar, yaşlılar vb.) yaşamsal tehlikeler oluşturan enfeksiyonlar çıkabilmektedir.

Bu sıkıntıları aşağıda sıralamaya çalışalım ;

  • Açık yara enfeksiyonları
  • Lejyoner Hastalığı
  • Öksürük
  • Hapşırık
  • Boğaz Ağrısı
  • Sinüs Enfeksiyonları
  • Bronşit Kaşıntı ve Kızarıklık
  • Aşırı yorgunluk


Bu noktada yukarıda açıkladığımız gibi durumun engellenmesi bakımından , havalandırma sisteminin düzgün aralıklarla bakımının yapılarak temizlenmesinin yanında önemini yukarıda anlatmaya çalıştığımız yalıtım malzemesinin de , kapalı hücre yapısında, su buharı difüzyon direncine sahip , su emme yüzdesi düşük , kir ve toz tutmayan bir malzeme olması öncül ve pasif bir koruma sağlayacaktır.

 

Isı Trans Ekibi